148. İLİŞKİYİ CANLADIRMAK

                  
                 İlişkileri daha uyumlu yaşamak için ve yeni tanıştığınız biriyle uyumlu musunuz? değil misiniz? Merak ediyorsunuz.

             'Ben eşinin bazı ters yönlerini aslında kasıtlı yapılan bilinçli ve beni kızdırmak için yapılan birşey zannediyordum. Ama şimdi görüyorum ki onun aslında bana sadece düşünmeden tepkisel refleks tepkilermiş' diyor mesela. Yılların geçmesiyle ilgili bir dönemsel değişimler olduğunu anlamak gerekiyor. Hangi yıllar ne tür etkiler altında kalınır. Doğru zamanda birbirini bulmak ve desteklemenin yolları nelerdir.

           Çok iyi giden bir ilişkide bir dönüm noktası yaşıyorsunuz. Eşiniz size eşim değişti diyerek yorumluyor olabilir. O anda bir dönüşüm yaşayacak; size karşı bir değişim yok aslında, belki kendisi büyük bir zorluk yaşıyor ve o sorunun üstesinden gelmeye çalışıyor. Ne siz nede eşiniz bunun farkında değilsinizdir. Fakat öyle durumlar oluyor ki "birşeyler oluyor hayatımda, ama ne olduğunu anlamıyorum'' diyor. "Bir şeyler oluyor ve benim elinde değil artık hiçbirşey" diyor. Çünkü bir değişime girmiş. O değişimi yaşarken siz ona nasıl yardım edeceksiniz. Her kişi kendine has bir değişimdedir. Hayatındaki kişiyle, durumunu analiz yapmalı.
         
          Eşlerin birbirleri hakkında düşündüklerini bir uzman tarafından kayıt altına alınmalıdır. Her iki tarafta kendisi için yapılan kayıtı eline verip dinletmelisiniz. Her iki eşte birbirini dışarıdan bir gözün yaptığı analizle tanısın. Eşler birbirlerine yukarıdan bakıp tanıma ve bakma fırsatı bulamamışsa; birbirlerine ait kayıtları dinlemek ilaç gibi oluyor. Kendinizi ve eşinizi ilişkiler tanıma açısından, yaşam yolculuğunda birleşen ve ayrılan yönleriniz neler? Ten uyumunun var mı? Aynı dünyaların mı? Yoksa farklı dünyaların mı insanısınız? Aynı dilden konuşulabilir ve anlaşılabilir bir eşle birlikte misiniz?

           İlişkilerde herkesin birbirini yüzde yüz tanıması mümkün değildir. Hatta o saate kadar hiç tanımamış bile olabilirler.

           35 yaşına kadar deneyimleme sürecidir. 35 ten sonra deneyimli bir kişi olarak, hayata bir daha başlıyorsunuz ve bir değişim süreci yaşanıyor. Bunu bir çok kişi hayatında deneyimlemiştir. 20 yaşından sonraki hayata bakış açısıyla 40 yaşından sonra bakışları aynı mi? Tamamen farklı. Meşhur bir söz var 'şimdiki aklımla yirmi yaşında olsam. Şimdiki deneyimimle yirmi yaşında olsam'. 'Yıllardır bu kişiyi tanıyamamışım.' Kişisel gelişim kitapları ve televizyonda sosyal medyada bu konuların çok konuşulması eskisi gibi olmadığımızı gösteriyor. Kendinizi tanımak için bu konuda çok okuyoruz. Eskiye göre çok yol alındığı muhakkak görülüyor.

            Kişi partneriyle yaşadığı sorunları en iyi, kendisini tanıdığı zaman çözebilir. Kişi partnerinin neyle motive olduğunu bilmesine rağmen o alanda onu sürekli engelliyorsa; o sorunu çözmek için kendine dönüp bakmalıdır. Sizin motive olduğumuz bir konu var eşiniz sizi sürekli orda engeleniyorsa üçüncü bir göz bunu ortaya çıkarmalıdır. Böyle baktığınızda tabloyu görürsünüz, karşı tarafta motivasyon kaynaklarını kaybetmiş ilişkinin içinde mutlu değil. Motive olduğu bir konuyu eşinizin hayatına yerleşirdiğinizde, eşinizin hayatı tamamen değişiyor. Bu kişinin ruhsal tatmin olması sonucu, bunu ilişkiye yansıması çok olumlu oluyor.

         Siz mutsuz bir eşle ne kadar devam edebilirsiniz. Zaten kişi olarak mutlu değil. İlişkili demek sizin her istediğini yapan yada beklentilerinizi karşılayan kişi demek değil ki; onun kendi hayatı kendi alanı var. O alanı içinde dahi, daha henüz kendisini yaşayamayan kişiyle mutlu olmayı beklemeyin. Şimdi eşlerin birbirini bu boyuttan görmesi gerekiyor. 'E ben nasıl göreceğim bilmiyorum ki!' İç dünyasını anlatmıyor, dışa aktarmıyorsa yeterince ifade edemiyorsa ifade edecek bir ortamı bulamıyorsa. O zaman aynı dilden konuşmuyorsunuz demektir. Birbirinizi anlamıyorsunuz demektir.

       Bu yaştan sonra olur mu? Bu yaştan sonra yapabilir miyim?

           Bu sözü, 28 yaşındaki de söylüyor 48 yaşındaki de. Üniversiteyi yeni bitirmiş 23-24 yaşında veya 27-28 yaşında, bir daha üniversite nasıl okunur ve bitirilir diyor. 50 yaşındaki insanlar bile üniversite okuyup yeni bir mesleğe geçmeye çalışıyor. Oysaki 20 ya da 30 yaşındaki birinin önünde yaklaşık 20- 30 yıl daha var. Bu düşünce kişinin kendine koyduğu engellerdir.

           Bu durum eşler içinde geçerlidir. Bu saat en sonra olurmu demeyin ve deneyin.  Eşlerin sorunu çözme isteğinin olması kooperatif olması lazım. Eşlerden biri istekli değilse o ilişkinin yolunda olması zor her iki tarafında ilişkiyi daha iyi bir hale getirmek için çabasının olması gerekir.

          4 tip kişi vardır. 1. Doğal uyumlu 2. Uyumlu 3. Mücadeleci 4. Değişken tip.


         İlişkisi olmayanlar için aşkı kendine çekmek için olumlamalar var. İlişkiyi canlandırmak için olumlamalar. Düşünce tarzı ve duygularımızı ne kadar farkında olarak ifade edersek açığa çıkartırsak bu o kadar iyi. 21 gün yapın. Bilinçaltınıza, bilinç dışınıza  bazı mesajlar göndermeniz gerekiyor. Eğer bir sorun yaşıyorsanız muhtemelen bilinç dışından veya bilinçaltından bir etkiyle yaşıyoruz.

         Kimse bilinçli zihniyle bir sorunun içine kolay kolay gitmek istemez. Özellikle ben sorun yaşamak istiyorum diyen kimse var mıdır?

           Herkes kendinin sorunsuz olduğunu düşünür. Bilinç dışında bir sorun olabilir. Hayatınız doğru ilişkiyi çekemiyorsanız yada ilişkilerde yaşadığınız negatif olaylar varsa, o zaman olumlamalar bu taraftaki sorunlarımızı çözer.

         Ben değerli ve özelim. Değişen durumlar yaşamını renkli kılarak. Hakettiğim o güzel ve canlı hayatı yaşamama vesile oluyor. Yüreğimin ve ruhumun ışığıyla aydınlanan yolda ne yapacağımı ve nereye gideceğimi biliyorum. 

         Ben önce hayal ederim. Sonra düşünürüm, sonra niyet eder, hayallerimi ete kemiğe büründürürüm. Hayallerimi yapacakların için zengin bir kaynak olarak kullanıyorum.

         Aşkı çekmek isteyenler için bir olumlama, yaşamımda huzura ve barışa yer açıyorum. Aşkı ve romantizmi özgürce yaşıyorum. Ben aşkların en mükemmelini yaşamayı hak ediyorum. Hayatını paylaşarak sevgi içinde yaşıyorum.

           Olumlu düşünmek ve bunu kelimelere dökmek çok önemli. Söylemek, seslendirmek çok önemli. Frekans çok önemli, evrensel enerji alanına bir titreşimler kendimizi ifade edecek birşey götürüyoruz. Harfler kelimelere kelimeler cümlelere cümleler olgulara dönüşüyor.  Bunu kabul etmek lazım. Bir insana 40 kere birşey söylerseniz olur derler. Böyle bir atasözünü varken neden kendi hayatımıza alıp uygulamıyoruz.

          Bitişler ve başlangıçlar. İlişkinize zaman ayırın ve ilişkinizde aşk, sevgi, güven, sadakat ve huzur gibi sizi birbirinize bağlayan şeylerle meşgul olun. Sevgi ve aşk. Bir ilişki çok kötü gidiyorsa, neden başladığınızı düşünün, o ilişkiye sizi çeken neydi, o insana sizi götüren neydi onu düşünün. İlişkilerde ençok görülen şey 'kanıksama' dır. ilişki bir rütine dönüşüyor. İlişkiyi canlandırmak canlı tutmak gerekiyor. İlişki canlı birşey, o canlı şeyi de doğru yaşamak için dinamik bir şekilde beslemeniz ve geliştirmeniz gerekiyor.

          Evlilikle bitmiyor bir ilişki, aslında, evlilik bir başlangıç noktası veya bir ilişkiye başladınız, başladığınız andaki heyecan kaybolduysa, o zaman, o heyecanı tekrar nasıl kazanılır. Bunlara çalışmak gerekiyor. Bu yüzden son olarak karşınızdaki insanı iyi tanıyın. Çok başarılı ve iyi bir ilişki yaşamanın en önemli unsuru istemektir.