141. BEYİN SÖZLERDEN ANLAMIYOR

       
         
                     
    Beyin sözlerden anlamıyor. Beyin resimlerden de anlamıyor.

            °°Beyni gerçekten değiştirmek istiyorsan, duygulardan girmem gerekiyor°°

           Davranışları da değiştirmek istiyorsan duygulardan değiştirebiliyorsun. Hafızayıda duygulardan değiştirebiliyorsun. Herşeyin kökü beyinde duygu; hormonları tetikleyen de duygular. Beyin birşeyin ne kadar önemli olduğuna, onunla ilgili ne kadar duygu hissettiğinde göre karar verir. Adrenalinden örnek vermek gerekirse, sinirlenince yükselmesi. Bütün korkularına, iştahına, sağlığına etki ediyor. Sağlığına format atman gerekiyor.

         Travmatik olaylar, beyindeki hastalıkları nasıl tetiklediği gördük. 50 sene sonra dünya beyin, gerçekten yazdıklarımızdan dolayı kendi tetikliyormuş hastalıkları diyecek.

          Kemoterapi hastalarına doktorlar moralini yüksek tutmalarını söylüyor. Moralini yüksek tutmanın neticesinde, endorfin ve serotonin adındaki mutluluk hormonları çıkıp o kanser hücresinin etrafını kaplayıp, onu mahvediyormuş. Kanser hücresini yok eden mutluluk hormonu olduğu için moralini yüksek tut deniyormuş. Yoksa psikolojik, plasebo etkisi sebebiyle değil. Psikolojik bir durumun fizyolojik bir olaya dönüşümü söz konusudur.

          İnsanlar mutlu olmayı, sağlıklı olmayla özdeşleştirirler. Olumlu olmaya atfen. Sağlık sorunları, desteksiz ve yalnız yakalandığın bir anda beyin tarafından tetikleniyor. Ve beyin o anda kapasite artırabilmek için vücuda yanlış bir kodlama başlatıyor. Heyecanlanınca kalbiniz çarpmaya başlar, sebebi milyonlarca yıl önceden gelen bir kod 'savaş-kaç' düşüncesidir. Sen tehlikedesin kalbin hızlı çarpmalı ki ellere ve ayaklara hızlı kan akıyor, hızlı koşmak ya da savaşmak için kan gönderiyor. Beynin bütün organlarıyla iletişimi, tamamiyle tehlikeye karşı koruma içgüdüsüdür.

              Bir olay yaşıyorsun 5 sene önce ve o olayla ilgili kayıt yok hafızanda, sen sürekli üzülmeye devam ediyorsun. Beyin sürekli midene, dalağına, tehlike devam ediyor, aynı kapasiteni artırmaya devam ettir. Gereksiz tehlikenin üzerine atılan gazyağını engellemek. Bu aslında olayı çözmüyor. Kriz yönetimi yapıyor. Asıl meserle, sorunun neden başladığını hangi anında beynin gereksiz kapasite artırım sinyalini başlattığını bulup onu boşaltmak gerekiyor.  O zaman hastalık bitiyor.

           Beynimiz sandığımız kadar ulvi, akıllı, zeki değil. Beynimiz muhteşem inanılmaz güçlü, ne verirsen onu alıyor. Bir bilgisayara çok benziyor. Bu sebeple format atmak gerekiyor. Beynin özellikle kötü olaylar sırasında ne yaptığını iyi irdeleyip, onları ve gerekli tehlike sinyallerini boşaltmak, travmaları birer birer temizlemek gerekir.

         

Yorumlar

  1. Tam da özel eğitimde beynin gücü ile ilgili bir kitap okuyup konuyla ilgili yazı dizisi hazirlamisken aynı temada bir yazi okumak bana bir mesaj olmalı: )

    YanıtlaSil
  2. 😊çok mutlu oldum. Yazınızı merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. öyleyse beyne format atalım,beynimizdeki olumsuzluklardan kurtulalım..🙂 güzel bir paylaşımdı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim. Evet çok önemli. Beynimizdeki olumsuzluklar için gerçekten ciddi çalışmak ve ciddiye almak ve en önemlisi de bırakmamak gerekli.

    YanıtlaSil
  5. Sorunlar herkesin hayatında hatta psikolog ve psikiyatristin hayatında da aynı problemler var ama bu problemlerle baş etmenin teknikleri var.

    YanıtlaSil
  6. Yine güzel bir yazı, yaşasın tüm beyinler, tebrikler bravo

    YanıtlaSil

Yorum Gönder