146. TETHA TEKNİĞİ


          Tetha tedavisiyle hayallerimizi gerçekleştirebiliyoruz. Aradığımız aşkı bulabiliyoruz. Bahsettiğiniz bu seçenekleri herkes ister.

          Teta nedir? Teta frekansına nasıl geçilir?

         Teta terapi tekniği diye bir teknik var ve tetha frekansına geçilir. Öncelikle herşey beynimizde kayıtlı. Sağlıklı olmak istiyorsanız, ruh eşinizi hayatınıza çekmek istiyorsanız, parayla ilgili konuları kendinize çekmek istiyorsanız. Mutlaka kendinizi ve aslında DNA'nızı kodluyorsunuz. DNA'nızı kodlarken önce, beyninizi eğitmeniz gerekiyor. Beynin yazmış olduğu bazı frekanslar var. Bunlardan bir tanesi de teta frekansı.

         Teta frekansı bilinç altının yaydığı frekanstır ve daha çok uyku halinde işler. Teta tekniğinde ise, uyumadan bu frekansı çalıştırıyorsunuz. Bu frekansı; bilinçli olarak, uyumadan, meditasyon yaparak, kendini hafif uyku moduna geçirerek, beyni eğitmeye çalışıyorsunuz.

      
           Rahat bir koltuğa oturup veya bir yere uzanıp gözümüzü kapatıp dış dünyadan bağlantınız keserek, önce kalbinize odaklanın ve bütün enerjiyi toprağa göndermeye çalışın.
Toparlanmak herkesi her zaman pozitif yapar. Gözünüzde canlandırdığınız zamanda aynı etkiyi alırsınız. Yani bilinç altı hayalle gerçeği ayırt edemez. Beynin bir bölümü vardır buna 'amigdala' deniyor, yani ilkel beyin. İlkel beyin hayalle gerçeği ayırt edemiyor. Bunu kullanıyorsunuz hayal ederken. İlkel beyinde tedavi ediyorsunuz. İlkel beyini manipüle ediyorsunuz.

           Bilerek yapmak, topraklanmak, gözünüzü kalbinize odaklanmak bunun bir yöntemi var. Bunu yapan kişiler hayata pozitif ve başka bir açıdan bakıyorlar. DNA yı kodluyorsunuz. İlişkilere gelecek olursak. Herkes ya aradığı kadını yada adamı bulamaz.

           Evlenmek isteyen, ama evlenemeyen kişiler vardır. Bunları engelleyen nedir?

            Öncelikle herkes kendi hayatında 0-6 yaştan itibaren bazı kayıtlar elde eder. Herkesin ilk gördüğü kişi anne babasıdır. Anne babanın evliliği nasıl iyi mi kavgalı mi yoksa güzel bir ilişkisi mi var? Çocuk yaşta ne gördüyse kişi onları kaydediyor. 'Evlenirse boşanabilir' bu kaydı çıkartmadan, evlenmeyi göze alamıyor. Risk gibi görüp, kesinlikle boşanacağını düşünüp, korkuyor. Bu negatif düşünceleri değiştirip, anne babası gibi olmayacağını programlıyor. Yaşanmış gerçekleri var sayıp, bilmediği gerçekleri, kendi üzerinden değiştiriyor.

            Bunu yapınca korkmuyor ve ruh eşini arıyor. Bazen kişi hep negatife odaklı olduğu için 'beni aldatmayan bir eş hayatıma gelsin' diyor. Asıl düşünmesi ve söylemesi gereken cümle olan 'bana sadık olsun' demiyor. 'Aldatmayan' diyor. Kişi aldatılmış olabilir, anne babasında yada çevresindeki ilişkilerde bunu görmüş olabilir. Kişinin 'aldatılmışlık' korkusunuda temizlemek gerekiyor.

            Toplumda çok korku var mıdır?

            İnanılmaz korkular çıkıyor. Kişi korkmadığını düşünüyor. Kas testi yöntemiyle bulunuyor. Akıldan geçen her negatif düşünde aslında gerçek korkular mıdır?

            Hayır değil. Bilinç altında daha farklı korkular vardır. Evlenmekten korkan kişinin bilinç altında ileride anne olma korkusu olabilir. Aldatılma, terkedilme korkusu, bu korkuların tamamı kökten bir inanç olarak kaydedilir. Buda DNA'da yerleşmiş bir kod olarak durur. O kodu bulup, gerçek kökteki yerleşmiş korkuyu bulduğunuz zaman kişinin evlenmesi ilişki kurması, çocuk doğurması vs ne istiyorsa hayatında dahada kolaylaşır. 

           Kişi aldatılma korkusundan dolayı, kişi o frekansı yayar. Hata çok ilginçtir ki; aldatılmaktan korkan kişi önce kendini aldatacak kişiyi seçer. Yanlış insanları hayatına çeker. Yaşayacağı bu kötü deneyimden alması gereken bir ders vardır ve o dersi bitirmediği sürece tamamlanmayacaktır. Ruhun büyümesi için bu dersi tamamlası gerekir.

           İnsan sadece fiziksel bir bedenden oluşmuyor. Bir zihinden oluşmuyor. Ruhda işin içindedir. Ruh, zihin ve beden bir bütündür. Hepsi birlikte kodlanmalıdır. Bu kodlama, DNA'daki kök hücreye, yani pineal bez denilen merkez hücreye yüklediğini zaman, frekans değişiyor.

Yorumlar