136. KAYGI NEDİR?


             Kaygı ile korku arasındaki fark.

            Ortada hiçbirşey yok. Genel adaptasyon sendromu (GASS) sendromu adında literatürde bir sendrom var. 'Bir kişinin uyarılmışlık halini, sürekli hale getirme.' Kişi kaygılı ise kaygı herşeye rağmen, devam eder. Her an kaygılı ve panik insanlar zarar görürler ve etrafınada zarar verirler. Yanlış seçimler yapar, ciddi dikkat eksikliği, apne ve bayılmalar olur, çocuğunu dahi heryerde unutabilir. Bu tip insanların heyecanı da aşırı olur. Sevinme oranında, çöküntü olur.

          Çok sevilen çocuklar aşırı depresyona girme ihtimali vardır. Bu tür davranışlar kontrolsüzlüğün belirtisi, dürtüleri kontrol edememenin belirtisidir. Kişi davranışlarını kontrol edememesinin belirtiside, bir sorumsuzluk belirtisidir.

            Eğer birisi sizinle çok çabuk arkadaş oluyorsa, hemen içi kaynamışsa ''sana içim çok ısındı, seni çok sevdim" diyorsa; kesinlikle korkun. Ters düştüğünüzde aynı şiddette tepki verir. Bu tür insanları çok severiz, içimiz kaynar, dost canlısı deriz. Bu kadar hızlı kanı kaynayan birinin, bu kadar hızlı kanı tersinede dönebilir. Delikanlı olabilir, kanı tersine de akabilir.

           Bizim kültürümüzde mutedil olmak diye bir kavram var. İtidalli olmak. Daha içten samimi ama kontrollü olmak, doğrusu budur.

           O yüzden aslında çocuklarımızı çok severek, abartılı tepkilerle yanlış yapmaya  teşvik ederek onları hasta yapıyoruz.

           Watson tersine U kuramında 'coşku tersine etkiler' der. Bu sporcular üzerinde uygulandı fazla motivasyondan hiçbirşey yapamaz hale geldiler. Çocukları fazla gaza getirirseniz başarısız olurlar. 'Yaparsın, edersin' derseniz çocuk hiçbirşey yapamaz hale gelir.

         Su zehirlenmesi diye birşey duydunuz mu?

         Evet mümkün. Herşeyin azı karar, çoğu zarar.

           Bir kaşık suda fırtınalar kopartan yakınlarımız varsa ne yapmalı?

            Acelecilik, sabırsızlığın en önemli  özelliğinden biridir. Acelecilik sırasını bekleyememektir. Tersine U kuramı hatırlamak gerek. Şimdi bu çocuklarda çok yaygın. Sabırsızlık psikolojik bir hastalığın temelidir.

            'Sabır; karakter gelişiminin tam kalbinde durur' diyor Seligmen. Pozitif psikolojinin kurucusu.

            Sabır; durabilmek, zaptedebilmek, bastırabilmek. Bildiğimiz sosyal medyada olay olan kamyoncu videosu, herkes izelemiştir. 3 saniye vinci beklese birşey olmayacaktı, ama o bekleyemedi ve devrildi. Sabırsızlık hayatı öneme sahip şeyleri mahveder. İnsanın hevesini kursağında bırakır.

          Çok hızlı konuşanlar. Birisi yüksek sesle ve heyecanla konuşuyorsa bu, paniğin belirtisidir.

            İnsan hem sessiz, aynı zamanda hemde hızlı konuşamaz. Bir kişi hızlı ve yüksek sesle konuşuyorsa 'kontrol sorunu' vardır. Konudan çok sapıyorsa kontrol sorunu var. Heyecanımız arttıkça sesimizin tonuda artar.

            Panik insanların İki problemi vardır. Bir sesin yüksekliği ve iki hızı.

            Bir tık sesi düşürmeli.

             Elizabeth Miller, 'kişilerde heyecan ve aşırılığın kritik baremini kontrol edebiliyorsanız, diğer fonksiyonlarda kontrol edebilirsiniz' diyor. Konuşma hızı, ses tonu ve kelimelere dikkat edilmelidir.

            Çocuklarınızda bu varsa, bunu düzeltin, konudan sapıyorsa, kontrol sorunu var demektir. Başarısız olur. Çocuğunuz bir konu anlatırken, sadece bir konu anlatsın. Daldan dala anlatmasına müsade etmeyin. Önce anlatmakta olduğu konuyu bir sonuca bağlayıp, sonra diğer konuya geçmesini söyleyin.

           Eğer buna dikkat etmezseniz, ileride bu çocukta dikkat eksikliği olur. Kontrol edilemeyecek bir irade sorunu olur.

            Bunun kontrol edilebilir yanıda vardır. Aklına, bilinç akışı dediğimiz çağrışımlı bellek kuramı beyinde sürekli bir çağrışımlar geliyorsa zaptetmek yani durdurmak.

           Hızlı hareket etmekde bir problemdir. Evi çok hızlı temizliyor. Kimse çok hızlı düzgün temizlik yapamaz. Aceleciliğin her türlüsü kişilikte problemdir. Unutursun; ya tuzunu, ya baharatını unutursun.

            Hızlı yemek yemekde bir problemdir. İrade sorundur.

Yorumlar

  1. O qədər gözəl mövzuya toxunmusunuz ki... Bunu anladım : hər şeydə ifrat və təfritdən uzaq orta yolda olmaq lazımdır. Zatən Rəbbimiz də bizə Quran- i Kərimdə eyni yola " sıratil mustaqim"-ə dəvət etmirmi?!

    YanıtlaSil
  2. Evet. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder