81.ENDÜSTRİ 4.0

         
             
               Denizli de genç vücutlar yarışması ile ilköğretim ve ortaöğretimlerde eski köye yeni adet düşüncesiyle değişim rüzgarları oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bu yeterli değil. Pekçok tarafın bu işin ucundan tutması gerekiyor, inanması gerekiyor. Hala yapılacak çok iş var. Karanlık fabrikalar gibi birbirleriyle iletişim içindeki makinalar. Maliyetlerin azalması ve bunların hepsi doğru değerlendirilirse bizim için çok büyük bir fırsat olur.
             
             Finlandiya da bir okul ziyareti sırasında, ilkokul öncesi çocuklarda innovasyon klübü vardı. İnnovasyonla yatıp innovasyonla kalkıyorlardı ki; geldikleri noktadan belli.

             Sanayi 4.0 yalnız kalmamalı eğitim 4.0 tarım 4.0 diğer sanayi devrimiddeki geç kalınmışlık ve farkındalıktan uzaklık artık yok. Denizli gibi Türkiye'nin en önemli 10 ilinden birinde teknokentten sanayi odasına ticaret odası ve borsa herkes bu işin ucundan tutuyor.   Denizlide karanlık fabrika kurulması düşünülüyorsa. Geç kalındığı veya işsizliğin artacağı sanayi 4.0 bu işin ucundan kıyısından zarar vermesi uzak görünüyor.

             Türkiye'de Melek yatırımcılar 4000 bin hedefelenmiş 350 de kalmış. Melek yatırımcı mantığının eksikliği buna sebep olmuş olabilir. 500 tane büyük girişimci belirlenen kriterlere uygun olmak koşuluyla 500 tane girişimci evlat edindirilemezmiydi. Henüz üretime geçiçek işlerin peşindeyiz. Çok büyük işler bizden sonra programa girip oluşuyor. Türkiye de girişimcilik çok büyük şirketler içerde ve dışarda pazar kuruyor. Türkiyede avrupadanda farklı bir girişimci var. Devlet bu konudaki bütçesini yüzde birin üzerine çıkmaya başlamasıyla gençlerin bu ile ilgi duymaya başladı. Türkler, Alman ve İngiliz'den daha gerizekalı değil.
Bilakis daha değerli. Oradaki imkanlar Türk gencine verilirse yada parlak daha zeki bir toplumuz. Yeterli eğitimi verelim.

             Bu sene Türkiye'den üç girişimci, Helsinki'de ki dünyanın en büyük girişimci fuarına katılacak. Projeler çok başarılı olduğu için davet edildiler.

              İstanbul Teknik, ODTÜ, Bilkent'in çok güzel işler, iyi niyetle yapılıyor. Fakat daha sistematik ve desteklenirse belli bir çatı altında, belli bir sitemde yapılsa, ülkeye katkısı daha fazla olur. Beyin göçünde artık vücutlar gitmiyor. Biz buradaykende beynimizi Kaliforniya da çok rahat kullandırabiliyorum. Eskiden Almanya'ya beden gücü kazandırdık şimdi ise Amerika ve Finlandiya ya hatta Singapur'a ki; dünyada birinci sırada. Türkiyenin en önemli işi eğitim. Endüstri, gelişmek, gelişim diyoruz. Eğer sen insanını TEB'in yaptığı gibi küçüklükten alıp teknolojik gelişme ve bilgisayarı tanıtamazsan onu inşa her zaman yapamazsan gelecekte de o çocuk işsiz olur.

             Amerikada da girişimcilik okulu var peki nasıl eğitiyorlar?

             Üniversiteden yeni mezun olmuş genç girişimcilere tahta kırdırıyorlar. Dağlara götürüp survivor yaptırıyorlar. Girişimcilik böyle birşey, boks maçına çıkmış boksör gibi, her taraftan yumruk yersin, düştüğüm zamanda anında kalkıp işine devam edeceksin. Girişimcilik üzerine düşünüp bu tür eğitimlerden nasıl veririz diye düşünmemiz lazım.

             Verilerin anlamlandırılması;

             İşte o zaman insanın 'akıl gücüyle' para kazanması mümkün, ama bunun için eğitim 4.0 olmazsa olmaz. Gelişmiş konseptlerde robotlar birbirleriyle konuşarak iş yapıyor. İşin içine şimdide yapay zeka girdi ve makineler insanlarla konuşmaya başladı. Endüstri, kodlama, dijitalleşme kargaşası, merakı içinde öğrenmeye çalışırken, birde yapay zeka geldi. Makinalar insanlarla konuşmaya başladı. Bilinçli gelişen bilginin dışında bugün çok karmaşık makina almaktan korkuyoruz. İşin içinden çıkmayız diye bu makinaları kullanacak insan bulamayız diye.

          Bu makineleri kullanacak insan zekasıda önemli. İleride öyle fabrikalar olacak ki içinde iki canlı olacak biri insan biri köpek insanlar köpeği besleyecek köpeklerde o makinaların arasındaki insanların ile katılmamasını sağlayacak. Böyle bir dünya böyle bir dünyanın içinde eğitilmemiş insan yönlendiremeyecek kodlayamayacak bu dijitalleşmeyi geliştirip, makineleri işletip, yönetemeyecek insan olursa, bu sistem yürümez.

           Eğitimin önemli bir yeri var. Şimdiden TEB'in ilk okuldan başlattığı kodlamayı, 9 yaşındaki çocuklardan başlatmak. Ve o çocuklara buna konsantre edip bu eğitim sisteminin içine  almak. En önemli şey, lüzumsuz eğitim sistemi içinde çocuklara bilgi yükü veriliyor. Gelecek dijital bir dünyada. Kodlama sisteminden bilgisiz bir toplumun yapay zeki anlamak veya kurgulamaktan yoksun bir toplumun gelecekte yeri yok. Eğitim tarihsel durumundan biraz bugüne dönüşmesi lazım. 'Nota bilmeden beste yapılmaz'.

              Okullarda şimdiden çocuklara dijital dijitalleşme ve kodlama işlemlerinin ne olduğunu şimdiden vermek lazım. Bu 25    yaşından sonra buna adapte etmek zor neredeyse imkansız. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, milli eğitime, ailelere büyük görev düşüyor.





Yorumlar

  1. finlandiya yada japonya,onların meslek konusundaki eğitim çalışmalarını örnek almamız gerekir..bugün 2.dünya savaşı sonrası harap olan bir ülke olan güney korenin bu konudaki durumu imrenilecek şekilde..2.dünya savaşına bile katılmayan türkiyenin durumu ise o açıdan pek iç açıcı değil..bu yazı ülkemizdeki meslek eğitim okullarına ithaf olmuş sanki..elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bu konuda son zamanlarda çok fazla şeyle karşılaşıyorum. Sanırım artık bizleri teknolojiyi anlamazsak kısa süre sonra bize iş dünyasında yer kalmayacak.

      Sil

Yorum Gönder