Fikrin ortaya çıkışındaki hikaye nedir?
Nanomiğin en önemli özelliklerinden birisi, başından beri devlet destekleri ile ilerliyor olması. Kurucusunun lisans bitirme tezini, ekmek küflenmesi ile alakalı doğal koruyucu üzerine yaptı. İlk hedefi ekmek küflenmesi idi. Orda yaptıkları çalışmalarla nanoteknolojik çözüm bulabilmişler. Ama şu an nano teknoloji gıda sektörüne entegre olabilmesi için çok yüksek bir teknoloji. Bunu daha kullanılabilir duruma indirmek için çalışmalar yapıldı.
Aslında Nanomik'in çıkış noktası 'israflar'dı. Çünkü şu anda sadece meyve-sebzeler israf olmuyor. Ekmek israfı ve başka gıdaların israfıda var. Gıda israf oranı çok yüksek. Daha sonra ekmekten, hazır paketli gıda ürünlerine hedeflerini kaydırmışlar. Bu sefer hazır gıdalara çözüm bulmuşlar fakat daha yüksek hacimde üretim yapmak gerektiğini görmüşler. Bir senede 30-40 ton üretmek çok zor.
O yüzden daha küçük hacimlerde daha hızlı çözüm oluşturulabilecek ve acının olduğu bir yere gitmişler. Bunlarda taze sebze, meyve üreticileri. Uzun süredir kalıntılar sebebiyle hem Türkiye de hem de dünyada bir çok kuruluş, pekçok üretici ciddi acılar çekiyor. Acıyı anlatmak gerekirse; birçok tarım ürünü vardır Türkiye'nin. Buda oldukça önemli ithalat ve ihracatın da oldukça önemli etkiye sahip monamik firması.
Türkiyenin petrol veya başka doğal kaynağı yok. Türkiye bir tarım ülkesi. Ve kendi gıdaların koruyarak bunu çok daha fazla yukarıya taşıyabilir.
Şu anda yaklaşık yurtdışına 1 milyar dolar taze sebze meyve ihraç ediliyor. Bunun 4 katını Türkiye'de kaybediliyor. Bu oran oldukça yüksek. Daha ihraç edemeden kaybediliyor belkide. Bu ilaçla birlikte bu oranı düşürülmeye çalışılıyor. İstatistik verilerine göre; israfın %25'i küflenme sebebiyle, özellikle küflenmesi önlemeye çalışıyorlar şu anda. İhracatı ikiye katlayabilecek nitelikte sadece ekmek israfını önleyince. Burada iki önemli meseleyi belirtmek gerekir. Birincisi Akademik araştırmanın ve girişime evrilmesi süreci. Akademik bilginin icraata nasıl uygulandığını görüyoruz. İkincisi Etki olarak; önemli bir alana girdiğinizde etkinin ekonomiye doğrudan katkısını görüyoruz.
Marketler ürünle daha parlak görünsün diye üzerine patlatıcı sıkıyorlar peki bu konuda da bir yaptırım, çalışması var mı?
Her ne kadar bunu yapsalarda, market ve manavlar parlatmak için cilalayacaklar. Cikalamaktan ziyade, havayla teması kesmek için vaslama diye bir uygulama var.
Üretici gruplarını seçerken üreticinin en acılı olduğu bölgelere gidiliyor. Örneğin; kirazda koruyucular belli başlı, ama elmada birkaç tane farklı teknolojiyi birarada kullanabiliyorlar. Yada portakalda vakslama sistemleri. Nanomic koruyucuyu vakstan önce kullanılabilecek, kimyasalın yerine geçebilecek doğal koruyucu olduğunu belirtiyor.
Vaks bambaşka birşey. Üretimci tarladan ürünleri toplayıp, yıkama havuzlarına koyuyor. Meyve sebze işleme birimlerine geliyor. burda büyük yıkama havuzları var havuzlarda fungosit konuyor yada hasat sonrası küflenmesi önleyecek koruyucular konuyor. Buda ürünler üzerinde kalıntılar bırakıyor. Bazı ilaçlar, yurtdışında ki çoğu ülkede yasaklandı. fakat Türkiye de henüz yasaklanmayanları var. Bir ürünün kalıntı yapması; yurt dışında indirime girdiği anda, ürünün geri iadesi ile sonuçlanıyor. Bu aşamada eğer Nanomik doğal koruyucu kullanılırsa; herhangi bir şekilde kimyasal olmadığı için, tamamen doğal olduğu için, gümrükte hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır. Hedefleri kimyasal koruyucu ile başabaş hale getirmek. Şu anda kimyasallardan daha iyi koruma sağladığı iddia ediliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder