49.TEYZELER

     


         Yürüyüş parkurundandaki teyzeleri gördüğümde bunun yanlış bir görsel yada yanlış bir düşüncenin sonucu olduğunu düşündüm. Teyze parkurda abes duruyor. Eteğiyle pazardan aldığı penye bluzuyla ve yeleğiyle abes duruyor. Bunu teyzeyi küçümsemek için söylemiyorum. O yerin insanı değil.

         Yanlış yerde bulunmak, başka yanlışların doğmasına sebep oluyor. Bu teyze torununa bakmak için geldi büyük şehre. Fakat oturmaktan şişmanladı. Evet doğru tabir bu. Biraz abes gelebilir ama eskiden evden çıkmayandaha mazbut temız fedakâr teyzeler gitti, bu teyzeler meydana geldi. Şimdiye kadar ağır neden işçisi iken şükreden bu insanlar. Şimdi testi gibi oturmaktan, kilo aldılar.


        Emeğiyle sabrıyla kemalata ermek yerine, 18 kızlarla yarışa giren teyzeler geldi. Olgun, sözü dinlenen, sabırlı tevekküllü kadınları yok ettiler. Ne yazık ki; evrim geçiren bu teyzeler tehlikeki olmaya başladılar. Kendilerini ispat etmeye çalışıyorlar. Televizyonda duydukları birşeyle(haber, iddia ne derseniz) kimi doktor, kimi din alimi, kimi toplum mühendisi oluyor.

         Televizyon dünyası show dünyasıdır. İzleyicinin dikkati sürekli canlı tutulmalıdır. Teyzelerimiz onları çok fazla ciddiye alırlar. Doktorla muhabbet etmek istiyorlar. Doktorları çileden çıkarıyorlar. Sırada bekleyen gerçek hastaların zamanınıda kullanıyorlar.

           Küçücük bir hastalıkta bile ciyak ciyak bağırıyorlar. İş dedikoduya gelince ortada hastalık falan kalmıyor. Dedikodu ve fitne için çok zinde ve sağlıklı oluyorlar.

          Köyde ineği vardı sabah ezanıyla kalkar onları beslerdi. Ağırlık kaldırır kollarını güçlendirir ve tüm bedenini çalıştıran egzersizler yapardı. Poşetleri dolusu ilacı yoktu. Birbirlerine ben çok hastayım. Yok yok ben daha çok hastayım, diye, en çok kim hasta oyunu oynamıyorlardı. Hatta hastayım demek ayıptı. başı ağrırsa gribin kullanırdı, geçerdi. Şimdi her gün doktor kapısında. Eli boş, kafa hoş. Evde canı sıkılıyor, soluğu doktor da alıyor.  Tırnağı ağrısa doktora gidiyor. Şeker, tansiyon,Kan sulandırma, vitamin, kalsiyum hepsini doktordan iyi biliyor. Birde doktora talimat veriyor.

           Birbirleriyle buluşan yaşlıları bir izleyin poşetleri dolusu ilacı bir birilerine gösterip ben daha hastayım. Diye bir psikolojik baskı kurmak istiyorlar. Böyle hastalar gerçek hastaların tedavi olmasına engel bile oluyorlabilirler. Televizyondaki show devam etsin diye ağzına her geleni söyleyen gerçek doktorlar ve takliterinin her söylediğini doğru kabul eden teyzeler ve amcalar. Doktır televizyonda şu otu iç şunları ye dedi deyip etrafarındakileri perişan ediyorlar. Aslında tüm dertleri boş olmak ve oturmak. Boş oturan kişi vücudunu dinler 
hiç hasta olmuyorlar.

         Gençlerden şikayet ediyorlar herşeye kolay ulaştığı için kıymet bilmiyor diye! Sizce yaşı kemale ermişler, kıymet biliyor mu? 

         Yukarıda yanlış görselden bahsetmiştim. Ne demek ıstediğim anlaşılmıştır umarım. Tehlikeli olmalarının nedeni nerede duracaklarını artık bilemiyor olmaları

Yorumlar