39.HASET

                     

           Haset pekçok kimsede bulunmakla beraber dereceleri farklıdır. Kimi insanda haset duygusu bir an gelip gider; kiminde ise iyice yerleşir. Bütün benliğine hakim olur ve gittikçe artar.

           İşte asıl üzerinde durulmaaı gereken ve tehlikeli olan haset bu sonuncusudur.
İmanı gazali haset başlıca dört dereceye ayırarak inceler.

           Birincisi haset ettiğin kişinin elindeki nimetin yol olmasını istemektir. Bu nimet ister eline geçsin ister geçmesin haset ettiği kişide bulunmasın. Hasedin en kötü olanı budur.

           İkincisi haset ettiğin kişinin elindeki nimetin kendi eline geçmesini istemektir. Bunun amacı sadece o nimete sahip olmak istemektir.

           Üçüncüsü haset ise başka birinin sahip olduğu nimetin aynisinin veya benzerinin kendisinde olmasını istemektir.  Eğer kendi elinde olmayacaksa onun elinde de olmamasını istemektir.

            Dördüncüsü başka birinin elindeki nimetin kendisinde olmasını ister, fakat karşısındaki kişinin elindeki nimetin yok olmamasını ister. 

           Eğer hasedin bu son çeşidi eğer sırf dünya lık nimetler içinse affedilmiştir. Eğer din hususunda ise, tavsiye edilmiştir. Çünü bu hayırda yarışma kapsamına girer. 

           Richard Carlson'un şu satırları kıskançlığımızı aşmamız konusunda bizlere heyecan ve şevk vermelidir.

          Gelin şu konuda dürüst olalım. Hiç gizliden gizliye tanıdığımız birinin başarısız olduğunu istediğiniz oldu mu? Başlarına büyük bir talihsizlik gelsin anlamında söylemiyorum. Sadece sizden daha başarılı olmamalarını dilediniz mi?

          Bazen başkalarına başarı dilemek zordur. Özellikle yakından tanıdığımız kimselere; dostlarımıza meslektaşkarınıza, komşularınıza, aile üyelerinize. Gece gündüz elde etmek için çabaladığını bir makam, terfi ve kariyer için başka bir meslektaşınızın uygun görülmesini kabullenmek zordur. Küçük kardeşinizin televizyona çıkması izlemek zordur. Komşunuzun yeni aldığı eşya yada arabayı sindirmekte oldukça zordur.

         Hepimiz insanız ve kıskanma huyumuz vardır. Eşlerinin başarısını kıskanan insanlar bile var. Her ne kadar çekici gelse ve biraz alışkanlık sonucu da olsa, başkalarının sizi geçmesini izlemek, sizin yararınıza değildir. Yükselmenin yolu başkalarının da başarılı olmasını, tanıdığınız herkesin varabilecegi en üst noktaya çıkmasını içtenlikle istemektir.
           
          Şunu iyi bilmelisiniz ki; herkese yetecek kadar başarı vardır. Hatta insanlar hedeflerine vardıkça diğerlerine düşen paylarda gittikçe büyür. Birbirimizi en düşük olduğumuz noktada değil, olabilecek en yüksek noktada görmek isteriz. Hepimiz başarılı olabiliriz ve birimiz kazandığı zaman diğerlerinde faydası olur.

         Birisi için iyi dileklerde bulunduğumuz zaman içimizde ivme oluşturarak kendi başarınız için bir ortam hazırlamış olursunuz.  
Başkalarının başarısına sevindiğiniz zaman bahçebize başarı tohumları ekmiş olursunuz.

          Başkaları için iyi dileklerde bulunurken kendinizi ne kadar iyi hissettiğinizi gözlemleyin.
Dilekleriniz içinse vermenin ve almanın bir madalyonun iki yüzü olduğu anlarsınız. Gerçekten başka birinin başarısınada kendi başarınız kadar sevinebilirsiniz.
 Bunu yapın ve içinizdeki büyüklüğün şahlanışını görün.

Yorumlar